SÜT SIĞIRCILIĞININ PROBLEMLERİ

Süt sığırcılığında başa çıkılması gereken problemler ve karlılığı artırmak için ne yapmalıyız.

TÜRKİYENİN YENİ SIKINTISI YUMRULU DERİ HASTALIĞI

Lumpy skin disease olarak bilinen yumrulu deri hastalığı artık türkiyenin korkulu rüyası haline geldi.

BESİCİLİĞİN PROBLEMLERİ

Ülkemizde hayvancılık yaygın ancak bilinçsiz ve eğitimsiz çalısmalar ailelerin zor geçinmesine neden oluyor.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

Haftanın Hayvan Karikatürleri 2

İzmir' de yasanan olaylar herkesi şasırttı.Böyle seri katilleri ülkemizde görmek ülkemizde neler oldugu hakkında bir durup bakma gereksinimi olusturmalı sanırım. Bu arada ortalıkta dolasan bilgilere göre bu seri katilin yakalanış olayı biraz komik. Nasıl mı? Emniyet müdürlüğünden sızan bilgiler ışıgında robot resim çizilmiş her an yakalanabilir gibi haberler çıktı. Bunu öğrenen Emniyet müdürlüğü sahte bir robot resimi gazetelere vererek saşırtma yoluyla katil yakalandı. Umuyorum ki güzel ülkemde böyle vukaatlar bir daha olmaz. Saygılarla.

Kızgın Kaplumbağa Önüne Gelene Saldırırsa





Kızgın kaplumbağa önce köpeğe ardından diğer bir kaplumbağaya saldırdı.

Bir kaplumbağanın önce köpeğe daha sonra diğer bir kaplumbağaya saldırması, hayvanlar aleminin ilginç mücadelesine dikkat çekti






04 Nisan 2010 Pazar (Turkish Journal)

Bir kaplumbağanın önce köpeğe daha sonra diğer bir kaplumbağaya saldırması, hayvanlar aleminin ilginç mücadelesine dikkat çekti.

Bir kaplumbağanın köpeğe saldırdığını gören diğer bir kaplumbağa, kavga alanına geldiğinde, olay kaplumbağaların kavgasına dönüştü. Bu arada belirtelim, kaplumbağaların kavgası birbirlerini yaralamadan sonuçlanmış.

Videoda sorun yaşıyorsanız tıklayınız.

Turkish Journey

Hayvan Terbiyecisi...

- Çabuk ormandan bana bir kaplan yakalayıp getirin.

AVCILAR: - Emredersiniz. ( Avcılar bir süre sonra bir kaplan yakalayıp getirip hazırlanan kafese koyarlar.. yakalanan kaplan çevresinde daire olmuş öğrencilere kızgınlıkla bakar)

HAYVAN TERBİYECİSİ: ( öğrencilere döner) eğer sizler gerçekten hayvan eğiticilik mesleğimi öğrenmek istiyorsanız, düşmanınızın midesinin ilk hedef olduğunu bir saniye bile olsa unutmamalısınız. Göreceksiniz ki bu aynı anda hem zor hem de kolay meslektir. ( Kaplana bakarak) Şimdi şu kaplanla bakın bu kötü huylu, kendini beğenmiş, özgürlüğü ile gücü ve saldırganlığı ile övünene bir kaplan. Fakat o değişecek ve tıpkı küçük bir çocuk gibi uysal ve itaatkar olacak. Seyredin şimdi; yiyeceğe sahip olanla olmayan arasında cereyan eden olayları seyredin ve öğrenin.

BİRİNCİ GÜN ( Öğrenciler hayvan eğitmenin zorluğu konusunda konuşurlar. Burada belirlenen bir kaç öğrenci konuşur)

HAYVAN TERBİYECİSİ: Değerli konuğumuzun hali nasıldır acaba?
KAPLAN: Bana yiyeceğimi hazırla yemek vaktim geldi.
HAYVAN EĞİTİCİSİ: Benim esirim olduğun halde bana emir mi veriyorsun! Ne komik bir kaplansın sen. Burada emir vermeye yetkili tek kişinin ben olduğunu bilmen gerekir.
KAPLAN: Hiç kimse kaplanlara emir veremez.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Fakat sen şu anda bir kaplan değilsin. Sen ormanlardayken kaplandın oysa ki şu an kafestesin ve sen sadece emirleri yerine getirecek dileğimi yapacak bir esirsin.
KAPLAN: Hiç kimseye köle olmayacağım.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Sen bana itaat etmeğe mecbursun. Çünkü sana yiyecek veren benim.
KAPLAN: Senin yiyeceğini istemiyorum.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Öyleyse istediğin gibi aç kalabilirsin. San istemediğin bir işi zorla yaptıracak değilim ya.(Sonra öğrencilerine dönerek) Nasıl değiştiğini göreceksiniz. Dik başlılık karın doyurmaz.

İKİNCİ GÜN HAYVAN TERBİYECİSİ: Acıkmadın mı? Kesinlikle sana azap edecek ve elem verecek bir derecede acıkmışsındır. Aç olduğunu söyle, istediğin kadar ete kavuşursun.( Kaplan susmaya devam etti)
HAYVAN BAKICISI: Söylediğimi yerine getir bak, ahmak olma aç olduğunu itiraf et, hemen karnın doyar.
KAPLAN: Açımmm (Terbiyeci gülerek)
HAYVAN TERBİYECİSİ: Bakın işte o hiç kurtulamayacağı bir tuzağa düştü. Hizmetçi kaplan bol etli bir kemik parçası ver
HİZMETÇİ: Emredersiniz efendim.

ÜÇÜNCÜ
GÜN HAYVAN TERBİYECİSİ:Eğer bu gün yemeğe kavuşmak istiyorsan senden isteyeceğimi yerine getir.
KAPLAN: Asla sana itaat etmeyeceğim
HAYVAN TERBİYECİSİ: Aceleci olma çünkü istediğim çok basit. Sen şu an kafesinde dönüp duruyorsun. Sana “ayakların üzerine dikil.” Dediğimde hemen ayakların dikilmen gerekecek.
KAPLAN: ( kendi kendine) gerçekten bu önemsiz bir istek. İnatçı olup acıkmama değmez.
HAYVAN TERBİYECİSİ:Ayağa kalk!
KAPLAN: ( Derhal ayakları üzerine dikildi)
HAYVAN TERBİYECİSİ:Çok güzel…Hizmetçi kaplana bol et ver
HİZMETÇİ: Emredersiniz efendim.
HAYVAN TERBİYECİSİ: ( öğrencilere dönerek) Birkaç gün sonra kağıttan kaplan olacak.

DÖRDÜNCÜ GÜN: KAPLAN: Ben açım benden ayakta durmamı istesene
HAYVAN TERBİYECİSİ öğrencilerine dönerek) işte bakın emirlerimi sevmeye başladı bile ( kaplana dönerek) Bu gün kedi gibi miyavlamadığın sürece yemek yemeyeceksin.
KAPLAN: ( Kendi kendine) Ne olacak sanki kedi miyavlaması taklidi yapsam bir eğlenmiş olurum. ( Kedi miyavladı fakat hayvan terbiyecisi suratını astı memnuniyetsiz şekilde)
HAYVAN TERBİYECİSİ: Başarısız taklit kaplan kükremesini kedi miyavlaması olarak mı kabul ediyorsun sen. (Kaplan ikinci kez kedi gibi miyavladı fakat hayvan terbiyecisi suratını asmaya devam etti.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Miyavlaman hala başarısız. Bu gün seni bırakıyorum. Biraz kedi gibi miyavlama antremanı yap. Yarın seni imtihan edeceğim eğer başarılı olursan yemek yersin. Ama başaramazsan asla yemek yiyemeyeceksin.

BEŞİNCİ GÜN
HAYVAN TERBİYECİSİ: Haydi!başarılı bir şekilde kedi gibi miyavlayabilirsen büyük bir parça taze et kazanacaksın.
KAPLAN Çok güzel şekilde) miyaaaav, miyaaaaav, miyaaaaav
HAYVAN TERBİYECİSİ:Harika! Mart kedisi gibi miyavlıyorsun. Hizmetçi kaplanımıza büyük bir et ver.
HİZMETÇİ: Emredersiniz efendim.
ALTINCI GÜN: ( Hayvan terbiyecisi kaplana yaklaşır)

KAPLAN: Miyaaaav, Miyaaaav, Miyaaaav ( Hayvan terbiyecisi kaşlarını çatar)
KAPLAN: İşte kedi gibi miyavladım ya.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Eşek anırmasını taklit et.
KAPLAN:Ben! Tüm orman hayvanlarının korktuğu kaplan, eşek gibi mi anıracağım, ölürüm de bu isteği yerine getirmem. ( Hayvan terbiyecisi bir şey demeden kafesten uzaklaştı.)

YEDİNCİ GÜN ( Hayvan terbiyecisi barışçı şekilde)
HAYVAN TERBİYECİSİ:Yemek yemek istiyor musun?
KAPLAN:Yemek istiyorum.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Yiyeceğin etin bir bedeli var. Eşek gibi anır yiyeceğe kavuşursun.
KAPLAN: ( hoşnutsuz şekilde) Aiiiiii. Aiiiii.. Aiiii.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Anırışın başarılı değil. Lakin san acıdığım için bir parça et vereceğim.Hizmetçi kaplana küçük bir parça et ver.

SEKİZİNCİ GÜN
HAYVAN TERBİYECİSİ: Şimdi sana bir söylev sunacağım. Ben bitirdiğim zaman hoşnut bir şekilde alkışla.
KAPLAN: Alkışlayacağım.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Ey kaplanlar! Değişik münasebetlerle geleceğimize ait pek çok probleme ait tavrımızı izah etmiştik. Bu kesin ve açık tavır asla değişmeyecektir. Bu hem sizin yararınıza hem de bizim yararımızadır.. KAPLAN: Söylediklerinden bir şey anlamdım.
HAYVAN TERBİYECİSİ:Söylediğim her şeyi beğenmen ve hararetle alkışlaman gerekir. KAPLAN: Beni bağışla! Ben okuma yazması olmayan cahil biriyim. Konuşman harikaydı. Alkışlayacağım seni.( Hararetli şekilde alkışladı)
HAYVAN TERBİYECİSİ: Ben ikiyüzlüleri sevmem. Ceza olarak sana yiyecek vermeyeceğim. Hizmetçi bugün kaplana et vermeyeceksin.

DOKUZUNCU GÜN ( Hayvan terbiyecisi elinde bir tutam ot tutarak kaplanın önüne attı)
HAYVAN TERBİYECİSİ: Ye.
KAPLAN: Bu da ne ben et yiyicilerdenim.
HAYVAN TERBİYECİSİ: Bugünden itibaren ottan başka bir şey yemeyeceksin. ( Kaplanın açlığı artınca tiksintiyle ot yemeye başladı.)

ONUNCU GÜN: Hayvan terbiyecisi, öğrenciler, kaplan ve kafes kayboldu. ( Bir ses duyulur) Kaplan; çocuk, genç, öğrenci, vatandaş oldu. Hayvan terbiyecisi;anne, baba, öğretmen, yönetici oldu. Kafes ise; zihinler, ev, okul, ülke oldu.

Güzel ülkemin uyuyan halkına duyurulur...
Esra DİNMEZERin yazısı

Monai-su __Veteriner Hekim__

Monai su
(Asıl mesleği veteriner hekimlik olan M.Akif ERSOY )
Benimle aynı sıralarda oturan onca kişi bu kelimenin anlamını bilmeyince açıklama yapmak zorunda hissettim kendimi. Siteme bir isim koymak için çok düsündüm fakat benim fikir ve düsüncelerimi paylaştığım aynı zamanda mesleğim ile alakadar paylasacağım video, görüntü, yazı, bilgi ve tecrübelerimi konusunu ele almak adına. Ve 1. Dönem almış olduğum Veteriner Hekimliğe Giriş ve Veteriner Hekimlik Tarihi adlı derste bize öğretilen _monai-su_ kelimesi aklıma geldi, anlamı veteriner hekim demek olan bu kelime m.ö kullanılmaktaydı. Bir veteriner hekim adayı olduğum düşünüldüğünde güzel bir başlık olacağını düsündüm ama üzülerek söylüyorum ki bu kelimeyi daha veteriner hekimer bilemezken siz nasıl bilebilirsiniz?

Kedi Bakımı Hakkında Merak Edilenler


Çok az sayıda da olsa şanslı olanlar kendilerini büyütecek, koruyacak bir yuva bulurlar. Ama sınav daha bitmemiştir. Yavru kediye bakmak, bir bebeğe bakmaktan farksızdır.
Bir çok risk ve tehlike henüz bavulunu toplayıp gitmemiştir.

Yetim bir yavru kediye nasıl bakılır?

Öncelikle telaşlanmayın. Telaşlanmanız doğal da olsa bu işin üstesinden geleceğinize inanmalısınız ve tabii ki çaba da göstermelisiniz.
Yavru kediler normalde annelerinden 5 ya da 6 haftalıkken alınabilirler. Seçme şansınız olmayabilir. Yani daha küçük bir yetimle karşı karşıya olabilirsiniz. Neler yapmanız ve neler yapmamanız gerektiğini sırasıyla yazıda yer almaktadır.

SICAKLIK

Öncelikle yavru bir kedi sıcak tutulmalıdır. Tüyleri henüz yeni çıkmıştır ve kendini ısıtacak kadar tüyü ve yağı yoktur. Sıcak tutmak için en ideal çözüm bir kedi evi ya da bir kutudur. Kedi evinin içine 3-4 saat ara ile havluya sarılmış sıcak su torbası konulmalıdır. (Eğer mevsim yeterince sıcaksa da gece onlar için soğuk sayılabilir.) Sıcak su torbasının yaydığı ısının kaybolmaması için kedi evinin/kutunun üzeri bir battaniye ile kapatılmalıdır. Bazı kedi dostları ısıtıcı lamba da kullanmaktadır. Ama ısıtıcı lamba konusunda dikkatli olunmalıdır. Hem ışıktan dolayı rahatsız edicidir hem de yanma, yakma tehlikesi bulunmaktadır.
BESLEMEK

Sizin ilginize ve sizin vereceğiniz besine öylesine ihtiyacı vardır ki, onu besleme görevine usanmadan devam etmelisiniz. Bu fedakarlık gerektirecektir. Her bebek öyle değil mi?

Yetim yavrunun artık bir annesi olmadığına göre onun ihtiyaç duyduğu besleyici anne sütünü bulmak size kalıyor. Veterinerlerde ve eczanelerde yavru kediler için özel yapılmış anne sütü (toz şeklinde) satılmaktadır. Bunun yerine normal pastörize süt kullanmak doğru değildir. Çünkü anne sütünde sadece besleyici maddeler değil yavru kedileri hastalıklardan koruyan antibiyotikler de bulunmaktadır. Pastörize sütler anne sütü kadar hem besleyici değil hem de antibiyotik koruma içermezler. Şayet hazır bir anne sütü bulamıyorsanız mecburen pastörize süt kullanacaksınız. Ama pastörize sütü de besleyici hale getirmelisiniz. 100 gram süte 2 yumurta sarısı, 1 kesme şeker ve 1 çay kaşığı margarin yağı katabilirsiniz. Eğer hazır anne sütü kullanacaksınız, kullanım tarifinde zaten nasıl yapılacağı anlatılmaktadır. Genellikle su ile karıştırılarak hazırlanmaktadır.
Sütü nasıl vereceksiniz? Bir kedi biberonuna ihtiyacınız var. Kediler için özel biberonlar eczanelerde bulunmaktadır. Eğer kedi biberonu bulamıyorsanız iğnesi çıkarılmış bir şırınga da bu işi görebilir. Hazırladığınız mamanın taze olmasına, beklememiş olmasına dikkat etmelisiniz. (Bazı şanslı yetim kediler süt anne bulabilmektedirler. Ama bu oldukça zor bir seçenektir. Hem yavrunun hem de süt annenin birbirlerini kabul etmeleri gerekir.) Kesinlikle süt ısıtılmadan verilmemelidir. Sütün ısısı 30-35 derecede olmalıdır. Hatırlamıyor olabilirsiniz ama anne sütü vücut sıcaklığındadır. Sütün ısısını emzirmeden önce mutlaka kontrol edin. Biberonun ucundan elinizin üzerine (içine değil) bir kaç damla damlatarak ısıyı rahatlıkla kontrol edebilirsiniz. Biberon içindeki sütü ısıtmakta sıcak su dolu bir kupadan yararlanabilirsiniz. Kupayı sıcak su ile doldurup biberonu içine koyun ve ısınına kadar bekleyin.
Yavru kediler bir haftalıkken 2 saatte bir, 2 haftalıkken 4 saatte bir ve 3 haftadan sonra 6 saatte bir emzirilmelidirler.
NAZİK OLMAK
Yavru kediyi tutarken incitmemelisiniz. Henüz kemikleri yeni oluşmakta ve kıkırdakları son derece hassastır. Onu incitmeden iki elinizle tutmalısınız. Bir elinizle sırtından tutarken bir elinizle de alttan desteklemelisiniz. Mama verirken de aynı şekilde kibar ve sabırlı olmalısınız. Biberon ya da şırınga yardımıyla emzirilirken başı 45 derece yukarıya açı yapacak şekilde tutulmalıdır. Bir eli ile başını ve vücudunu kaplamalı bir elinizle de memeyi kibarca ağzına almasını sağlamalısınız. Şırınga veya biberonu fazlaca pompalamayın. Onun ağır ağır içmesini sağlamalısınız. Süt yeterince pompalanmıyorsa size belli edecektir. Doyduğunda ağzının kenarlarında kabarcıklar oluşacak ve elleri ile de emziği itmeye çalışarak size işaret verecektir. Sütünü içtikten sonra onu omzunuza yatırıp sırtına çok ama çok hafif şekilde vurun. Bu onun gazını çıkarmasında yardımcı olacaktır. Yavru kedilere fazla süt içermeye çalışmamalısınız. Zira aşırı süt onların ishal olmasına sebep olabilir.
İZOLASYON

Yeni doğmuş yavru bir bebek (annesi ile olsa bile) 7 gün boyunca dış yaşamdan tamamen izole tutulmalıdır. Henüz mikroplara karşı tamamıyla korumasızdır. Yetim yavru kedi 3 aylık olana dek diğer hayvanlardan (evinizde özellikle başka bir pet bulunuyorsa) uzakta koruma altına alınmalıdır. Diğer hayvanlar hem zarar verebilir hem de yeni doğmuş yavruya kolaylıkla hastalık bulaştırabilirler. Yavru kediyi koyduğunuz kedi evi ya da kutuyu kuru bir yerde tutmalısınız. Ne yazık ki yavru kediye yardım etmek adına bodrum, banyo gibi rutubetin ve soğuğun bolca olduğu mekanlar tercih edilmektedir. Hem nem hem de soğuk yavru kedinin sağlığını ciddi bir şekilde kötüleştirir. Ayrıca, onu keskin kokularının olduğu ortamlardan uzak tutun. Ciğerleri yaşamla henüz yeni tanıştı. Parfüm, boya, sigara kokusu onu derinden etkiler.
BAKIM ve TEMİZLİK

Kedi evi / kutu her gün düzenli temizlenmelidir. Ayrıca emzirirken kullanılan bez, havlu gibi şeyler de temiz kullanılmalıdır. Aynı şekilde biberon da düzenli temizlenmelidir. Kedi evini ve biberonu temizlerken deterjan ya da çamaşır suyu kullanmayınız. Sabun daha doğru bir temizleyicidir. Sabunun da iyice su altında arınmasını sağlamalısınız.
Emzirmeden önce ellerinizi iyice yıkamayı unutmayın. Emzirdikten önce veya sonra onun tuvaletini yapmasına yardımcı olmalısınız. Bunun en kolay yolu bir gazete kağıdı yaymak, yavru kediyi tutarak üzerine almaktır. Ilık ıslak bir mendil yardımıyla jenital organlarını yavaş yavaş silin. Bu ona annesinin tuvalet temizliğini hatırlatacaktır. Anne kediler çocuklarını dilleri ile temizler ve tuvalet yapmalarına yardımcı olurlar. Temizlik bittikten sonra ılık ıslak ve sabunlu bir bezle onu kibarca silin. Sonra sabunsuz ılık ıslak bir bezle silin ve sonra da kurulayın. Ovalamayın, ovuşturmayın. Benzeri bir temizliği emzirmeden sonra da yapmalısınız. Kulak içlerini de temizlemeyi unutmayın ve sakın bizlerin kullandığı kulak temizleme çubuklarını kullanmayın. Temizlik işinde abartıya kaçmayın. Bu temizliği yaparken modern yaşamın kolaylıklarından yararlanabilirsiniz. Piyasada satılan bebek temizlik mendilleri (alkolsüz olmalı) ve havlu kağıtlar işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.

Yavru kedinizin kedi kumu ile tanışması için en az dört haftalık olması gerekir. Kedi kumu havuzu erişebileceği yükseklikte olmalıdır ve kum sıkça değiştirilmeli, kirli kalmasına izin verilmemelidir.

TEHLİKELER

Yetim yavru bebeği bekleyen en önemli tehlikelerin başında susuz kalması (dehidrasyon) gelir. Dehidrasyon yavru bebekler için öldürücüdür ve hemen müdahale edilmeyi gerektirir. Anneleri olan yavru bebeklerden biri ayrı düşmüşse ve anne bu bebeği almakta isteksizse dehidrasyon tehlikesi söz konusudur. Dehidrasyon çok hızlı bir şekilde bebeği etkiler ve vücut ısısı hızla düşer. Dehidrasyona uğrayan bir yavru bebeğe veteriner hekimce deri altından sıvı zerk edilmesi gerekir.
Parazitler de bir diğer tehlike kaynağıdır. Dış parazit temizliği mecbur kalınmadıkça 3-4 haftalık olmadan yapılmamalıdır. Şayet sprey şeklindeki anti-paraziter ilaçlardan kullanılırsa, kullanımdan sonra yavru kedi bir bez üzerine alınıp parazitlerin 20-25 dakika boyunca ölmeleri beklenmeli ve daha sonra yavru kedinin tüyleri ılık-ıslak sabunlu bezle silinmelidir. Sonra da ılık-ıslak bezle durulanıp kurulanmalıdır.
Yavru kedilerin idrar ve dışkıları da kontrol edilmelidir. Normal renginden farklı idrar ya da dışkı sağlık sorunlarının belirtisidir ve veteriner hekime danışmayı gerektirir. Sağlıklı dışkı kahverengi renktedir. Siyah, kanlı, beyaz, sümüksü dışkı sağlık sorunu olduğunun işaretidir. Aynı şekilde berrak ve çok hafif sarı idrar da sağlıklıdır. Sarı, kırmızı, pelteli idrar da tehlikeli bir sorunu size haber verir.
BÜYÜME

Yavru bebekler doğduklarında 100 ile 200 gram arasındadırlar ve günde ortalama 14-15 gram alırlar, haftada ise 175-200 gram kadar büyürler.

7 ile 10 gün arasında gözleri açılır. Gözler dört haftalık olana dek koyu laciverttir. Asıl göz rengi 3 aylık olduğunda belli olur.

Yavru kediler, 4-6 hafta arasında sütten kesilirler ve yavaş yavaş yarı katı yarı sulu mamalara geçilebilir. Evde hazırlayacağınız yarı sulu yarı katı mamalar ya da hazır yaş mamalar kullanılabilir. 3 aylık olduğunda artık rahatlıkla kuru mama yiyebilir hale gelirler.
2 haftalıkken yavru kedilerin kulakları dikilmeye başlar. 2 aylık olduklarında tam şeklini alır.
3 haftalıkken yürümeye, 4 haftalıkken ise oynamaya başlarlar.

SAĞLIK BAKIMI

Yetim yavru kediyi mümkün olduğunca sık aralıklarla kontrol etmelisiniz. Yanlış bir şeyler olmadığından emin olmalısınız. Bu arada aşılama için de 6 haftalık olmasını beklemelisiniz. Aşılama konusunda sitenin "Aşı Takvimi" sayfasında detaylı bilgiler bulabilirisiniz.

Yavru kedinize zaman ayırmalı ve onun sosyalleşmesine yardımcı olmalısınız. Onun oyun arkadaşı olduğunuzu da unutmamalısınız. Aynı zamanda onu sevmeyi de unutmayınız.

Sizin sevginize de en az beslenme kadar ihtiyaç duymaktadır.

Yetim bir yavru edindiyseniz ve ona gereğince bakıyorsanız yaşam adına iyi bir şeyler yapmışsınız demektir. Size ve artık yetim olmayan yavru kedinize sağlıklı bir yaşam dileriz. Arada bir bize resmini göndermeyi unutmayın.

Civciv_Yetiştirmenin_Püf _Noktaları

Yavru ördek, civciv bakımı hakkında bilgi
Ülkemiz genelinde civciv, kaz ve ördek yetiştiren birçok hane var ve genel olarak yasanan sıkıntılar ise yavruların yasayamaması ve hayatlarını kaybetmesidir. Bunun sebebi bu kişilerin civciv bakımı hakkında fazla bir bilgiye sahip olmamaları ve sadece bir kutu içinde civciv yetiştirmeye çalışmalarıdır, fakat aşağıdaki bilgilerin sizlere küçükte olsa bir katkı yapacağını düsünüyorum en azından 1 civciv fazla yasatabileceğinizi düsünüyorum. Bu iş ve hayvanlarla uğrasanlara basarılar dilerim.
1) Çok küçük olan bir iki haftalık yavru ördekler boğulma
tehlikesine karşı suda yüzdürülmemeli veAyrıca
ıslanan tüylerden dolayı vücut ısılarını kaybedebilirler
ve hastalanabilirler.
2) ilk iki hafta muhakkak kümeste ya da evinizde yerden
bir karış yukarıda bir ampul yakmalısınız. Bu ampul 24 saat
yemlenmelerini sağlayacak aynı zaman da da ısınma ihtiyaçlarını karşılayacak.
3) Çok fazla su ve yem tüketeceklerini asla unutmayın ve yemsiz susuz bırakmayın.
4) Lapa-ezme gibi yiyecekler yerine ilk altı hafta civciv besi yemi ikinci altı hafta palaz yemi ile besleyin.

Haftanın Hayvan Karikatürleri 1

Ülkemizde şu günlerde kırmızı et pahalı ithal edelim söylentilerive elimizde fazla bulunuyormuş gibi tavukları Rusya'ya ihrac etme çabası üzerine hoş bir karikatür olacağını düsündüm. Bugunden itibaren her hafta bir karikatür paylasarak o haftaya ait bir vurgu yapmak istedim.
Her hafta bir karikatür, hayvan karikatürleri ile karsınızdayım,bu haftanın karikatürü inek tavuk savası
(bakalım kim kaybedecek yada kazanabilecek)

Sadece..

İçimdeki Sıkıntı!!!

Veteriner Hekim olmak sanırım bazı insanların gençlerin olmak iştediği hatta imrenerek geleçek planlarını yaptığı bir meslek. Ama bu mesleğin içine girmek üzere olan bir kişi olarak bazı düsüncelerim var. Bu düsünceler her insanın sıkıntısı olan gelecekte ne olacak. Bazen ne yaparım yapabilirim diye çok düsünüyorum bazen öyle kendimce projeler yapıyorum. Bu projelerime ailemden kişileri katıyorum herkesi okuduğu bölüme göre yerleştirmeye çalısıyorum, çok güzel seyler oluyo bazen sanki gerçekmiş gibi. Ama bazen kafama o kadar fazla ve farklı düsünceler giriyor ki bu dünya bana çok ama çok büyük geliyor. Ya da dünyanın büyük olduğunu değil kendimin küçük olduğuna inanmaya baslıyorum. Hani çizgi dizilerde olurya yedikçe büyürsün, büyüdükçe mekana sıgmazsın işte öle olmak iştiyorum ne yiyebiliyorsam yiyerek bu dünyanın en büyüğü olmak ama ne zaman bu işe kalkıssam bir oluyo iki oluyo ama üçte hep kafam başka dünyalara gidiyor ve eski dünya yok oluyor artık herşey geride kalıyor. Artık önümde yeni bir ben, yeni bir hayat, yeni bir başlangıç ve hep aynı senaryo. Bu yazı belki saçma belki iki çümlenin birbiriyle bağlantısız olabilir işte sorunda bu zaten bazen beynin sanki bana oyunlar oynuyor ve ne yapmalıyım ne olması gerekiyor hiç bilmiyorum.
Bu yazıyı yazma sebebim Babam. Bugun Babamla biraz sohbet ettik. Bana her zaman arkamda olduğunu, ne yaparsam yapayım artık karar verecek yasta olduğumu, kendi kararlarımı almam gerektiğini söyledi. Tabiki babam olarak bana yolun ucunuda gösterdi. Önümde iki yol var ve ben hala bu yollardan hangisini seçmem gerektiğini tam olarak seçmis değilim. Ama şunu biliyorum ki eger gelecekte bir gün geriye dönüp bakacak olursam verdiğim karardan pisman olmamak için elimde olan tüm şartları zorladığımı ve gücümüm tükendiği için bu kararları verdiğimi bileceğim. Bu hayatta Ölmek zor ama Yasamak hiç de kolay değil. Üniversite bana bunu öğretti. İnsan bazen cevabını bildiği bir soruyu bile çözemez ya işte o durumdayım. Rabbim ben ve benim gibi olan herkesin yanında olaması dileğiyle...

Unutulmuş Bir 23 Nisan Şiiri...

Okul bahçesinde çocukların provalarını izleyen Ali Söylemez heyecanlı…
Birden aklına geldi demek ki,
“Benim 23 Nisan şiirim şöyleydi” dedi.

“Günaydın,gözün aydın,
Sayısız devrim saydın,
Dünyaya bir ün yaydın.
Buldun taze can bugün,
O mutlu Nisan bugün…”

“Kaç yılıydı?” diye sordum.
Sene 1945,ilkokul birinci sınıftaydım hala unutmadım bu şiiri” diye cevap verdi…
Ali Söylemez bugün 73 yaşında…
Çocuk kalbiyle yaşadığı heyecanı ve bu şiiri unutmaması ne kadar hoş…
Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm dünya çocuklarına armağanı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hepimize kutlu olsun…
İçimden Geldiği Gibi
böyle güzellikleri bize farkettirdiğin için teşekkürler seventurka

Yavru Köpeğinize Nasıl Bakıyor sunuz?

Köpeğiniz ilk kez eve geldiğinde, korkak ve huzursuz davranışlar sergileyebilir. Bu davranış biçimi, annesinden ve kardeşlerinden ayrılmasından kaynaklanır. Diğer bir nedeni de ev ortamının ona yabancı olmasıdır. Bunları normal olarak karşılamalı ve ona sevgi içinde yaklaşmalısınız. Evdeki ilk günlerinde çevresini tanıyıp bu yeni ortamına alışmasına imkan vermelisiniz. Onunla oyunlar oynayarak bu tedirginliklerinden kurtulmasını ve size alışmasını sağlayabilirsiniz.

Yavru köpeğe bakmanın ve evi tanıtmanın püf noktaları:
Yüksek sesler, kalabalık ve çocukların onu sevmek için yakalamaya çalışmaları gibi faktörler ilk günlerde köpeğinizin korkmasına neden olabilir.

Köpeğinize evde sıcak ve hava cereyanından uzak bir yaşama alanı sağlayınız. Köpeğiniz bu alanı uyumak ve dinlenmek için kullanacak ve burada kendini güvende hissedecektir. Bu alan bir kapısı olan kapalı bir kutu ya da yuva olabilir. Bunun dışında yere koyacağınız onun boyutlarına uygun bir yatak ya da sepet de olabilir.
Yavru bir köpek günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Hatta bazen deyim yerindeyse “ölü gibi uyur”. Çünkü uyku da yavru için büyük bir gereksinimdir. Bazen köpek sahipleri bu durumdan telaşlanıp köpeğinin hasta olduğunu zanneder. Ancak endişe etmeyin. Bu durum yavru köpekler için çok normaldir.

Köpeğinizi yerinden zorla çıkarmaya çalışmayın. Eğer orada kalmak istiyorsa bırakın kalsın. Kendi istediği zaman zaten çıkacaktır. Çocukların onu orda sıkıştırmasına ve kızdırmasına izin vermeyin.

İlk günlerde bütün evi kullanmasına izin vermeyin. Hem ortama yabancı olduğundan hem de ev ona başlangıçta büyük bir alan geleceğinden korkacaktır. Aynı zamanda bu olay tuvalet eğitimi açısından da yanlış bir davranıştır.

Köpeğize evinizi, sizin gözetiminiz altında yavaş yavaş tanıtmalısınız. Kullanmasını istemediğiniz alanları ( yatak odanız, mutfak…) ona öğretmelisiniz.

Evde yanlış bir davranış yaptığında biri ona kızdıysa, diğer bir kişi gidip onu sevmemeli ve onunla ilgilenmemelidir. Çünkü bu davranış köpeğinizin gelecekte kızan kişinin sözünü dinlememesine ve şımarmasına neden olacaktır. Şımarık bir köpek söz dinlemez ve kendi kafasına buyruk yaşar. Böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorsanız daha ilk günlerden tedbirinizi almalı, köpeğinize ondan üstün olduğunuzu, onun sahibi olduğunuzu ve sözünüzü dinlemesi gerektiğini hissettirmelisiniz.

Yavru Köpekde Öğrenme
Köpeklerde öğrenme tekrarlarla gerçekleşir. Öncelikle dağarcıklarında bulunan (daha önce öğrendiği) davranışları uygularlar. Bu davranışlar amaçlarına ulaşmaya yeterli gelmezse değişik yollar denerler. Denemeler ve yanılmalardan sonra doğru davranışı bulurlar. Yani ödülü elde ederler. Aynı davranışı her tekrar ettiğinde ödüle ulaşıyorsa, bu davranış köpeğinizin dağarcığına gittikçe yerleşir ve aynı uyaran etki olduğu müddetçe benzeri davranışları sergiler. Yani bu tepki öğrenilmiş olur.

Köpeklerde bir diğer öğrenme yöntemi ise şartlı reflekstir. Örnek vermek gerekirse; mama verilmeden önce her zaman “mama vakti” diye sesleniliyorsa, konuşma esnasında kullanılacak bir mama kelimesi kendisine yemek verileceğini zannetmesine neden olur. Dışarıya çıkmak için sahibinin mantosunu giydiğini gören köpeğin, sahibine karşı sevgi gösterilerinde bulunması da başka bir şartlı refleks örneğidir. Bunun nedeni, mantonun giyilmesi ile dolaşmaya çıkarılacağını ilişkilendirmesidir.

Yavru Köpekde Ödüllendirme
Ödül, köpeğinizin nasıl davranması gerektiğini öğrenmesinde ve davranış şeklinde istediğiniz değişiklikleri gerçekleştirmenizde en büyük yardımcınızdır. Köpeğinizin hoşuna giden herhangi birşey ödül olabilir. Yiyecek, okşanma, sıcak bir sevgi gösterisi, “aferin” gibi belirli bir kelime, dışarı çıkarma v.b … Bunlar köpeğinizi doğru davranışları yapma konusunda teşvik eder.
Köpeğinizin sahip olduğu davranışların çoğu teşvik edilmenin sonucunda şekillenir. Ödül ya da teşvik, yapılan davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını arttırır. Aynı zamanda hızlı bir şekilde öğrenmeyi sağlar.

Ödüllendirmenin zamanı da önemli bir konudur. Köpeğiniz hoşunuza giden bir davranışı gerçekleştirdiğinde, onu zaman geçirmeden o anda ödüllendirmelisiniz. Köpekler sürekli hareket halinde olan canlılardır. Bu yüzden geç yapılan bir ödüllendirme, onun hangi davranışı için ödüllendirildiğini anlamasını güçleştirecektir. Ödüllendirdiğiniz anda köpeğiniz ne yapıyorsa teşvik ettiğiniz davranış da o olur. Örneğin; köpeğinize oturmayı öğrettiğinizi düşünelim. Köpeğiniz oturduğunda ödüllendirmek için ayağa kalkmasını bekleyip ödülünü verirseniz, onun oturmasını değil ayağa kalkmasını ödüllendirmiş olursunuz. Özellikle tuvalet ve otur kalk eğitiminde, ödül en büyük yardımcınız olacaktır.

Aslında bu işin mantığı çok basittir. “Köpeğiniz hoşunuza giden bir şey yaptığında siz de onun hoşuna giden bir şey yapın”.

Yavru Köpekde Cezalandırma

Yavru bir köpeğin elbette birtakım yaramazlıkları olacaktır. Bu istenmeyen davranışların bir daha tekrarlanmaması için genel olarak, cezalandırma yada yüksek sesle ikaz etme yöntemlerine başvurulur.

Bu noktada en önemli şey, dozu iyi ayarlamaktır. Eğer çok sert bir cezalandırma yöntemi (aç bırakmak, dövmek yada karanlık bir odaya kapatmak gibi) izlenecek olursa, köpeğiniz hayatı boyunca sizden hep korkacak ve bu yüzden sözünüzü dinleyecektir. Bu da sevgiden çok korkuya dayalı bir itaat anlamına gelir. Bu nedenle köpeğinize fiziksel ceza vermekten kaçının. Hata yapmasını ufak tefek tedbirler alarak engelleyin. Ses tonunuzda yapacağınız birtakım ufak değişikliklerle onun üzerinde hakimiyet kurun.

Yapılacak en güzel şey, daha ilk günlerden başlayarak köpeğinize “HAYIR” kelimesinin anlamını en iyi ve doğru biçimde öğretmek olacaktır. Bu şekilde köpeğinizle birlikte çok daha kolay ve rahat bir yaşam sürdürebilirsiniz.

Yavru Köpekde Egzersiz

Köpeklerde enerji ihtiyacı ve yem tüketimi aktivite, yaş ve çevre ısısına bağlı olarak değişir. Köpeğinize, enerjisini sarfedecek aktiviteyi gerçekleştirmesi için yeterli egzersiz imkanı sağlamalısınız.

Yavru köpekler çok hareketli olduklarından dolayı bol egzersize gereksinim duyarlar. Egzersiz ihtiyacı yaş kadar köpeğinizin ırkı ile de alakalıdır. Örnek vermek gerekirse, bir av köpeğinin günlük egzersiz ihtiyacı bir Terier’e göre çok daha fazladır. Köpeğinizin ırk özelliklerini inceleyerek onun egzersiz gereksinimini daha iyi anlayabilirsiniz. Ancak köpeğiniz hangi ırk olursa olsun günlük kısa yürüyüşler tüm köpekler için şarttır.

Büyük ve dev ırk köpeklerde gelişim süreci ve kemik gelişimi daha uzun sürede tamamlandığından egzersizler sınırlı tutulmalıdır. Çok uzun koşular, yüksek yerlerden atlamalar ve ağır egzersizler kemik gelişimi tamamlanıncaya kadar yaptırılmamalıdır.

Yavru Köpekde Sosyalleştirme
Köpekler sosyal canlılardır ve her zaman yeni dostluklar kurmaya heveslidirler. Meraklı ve öğrenmeye aç bir şekilde tecrübe ettikleri herşeyi hafızalarına kayıt ederler. Bu çok önemli dönemde karşılaşmadıkları ya da köyü tecrübe ettikleri herşey, onlar için erişkin yaşamlarında, korkuyla tepki verdikleri davranışlara dönüşebilir. Bu nedenle özellikle 1.5-3 ay arasındaki ana sosyalleşme dönemi köpeğin psikolojik dünyasında çok büyük bir önem taşır.

Köpek yavrularının dünyaya insanlar ve yaşadıkları çevre hakkında bilgi sahibi olmadan geldikleri unutulmamalıdır. Bu nedenle köpekler; her türlü insanla (kadın, erkek, çocuk, yaşlı…), hayatları boyunca karşılaşabilecekleri diğer evcil hayvanlarla (kedi, köpek..), her çeşit taşıtla (otobüs, araba, bisiklet…) bu aylarda tanıştırılmalı ve çağrışımlarının daima pozitif olmasına dikkat edilmelidir.
Köpeğiniz size ve yeni çevresine alıştıktan sonra, onu diğer canlılarla tanıştırmalısınız.
Çocuklar ve diğer insanlarla kontrolünüz altında oyun oynamasına ve dostluklar kurmasına izin verin.
Aşıları tamamlandıktan sonra dış çevreyi tanımalarına olanak sağlamalısınız. Diğer köpeklerle kontrollü bir şekilde oynamasına izin vererek kendi türü arasındaki doğal ve sosyal davranışları öğrenmesine yardımcı olmalısınız.
Yavru köpeğinizi çok uzun süre yalnız bırakmayın. Bu ona aşırı stres yükleyecektir.
Kalabalık caddelerde gezdirerek çevresini kabullenmesini sağlayın. İlk başlarda havlayarak kalabalığa tepki verecektir. Ancak bir süre sonra onları kabullenecek ve yürürken diğer insanları rahatsız etmeyecektir.
Unutmayın; asosyal köpekler insanlara ve diğer hayvanlara karşı saldırgan ve güvenilmezdirler.

Yavru Köpeğinizle Veterinere İlk Ziyaret
Köpeğinizi aldığınız gün yada ertesi günü veteriner hekimininize götürüp genel bir kontrolden geçirmeniz onun sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır. Bilindiği gibi yavrularda bağışıklık sistemi tam olarak gelişmediğinden hastalığa yakalanma riskleri fazladır ve bu hastalıkların bazıları ölümcüldür. Zamanında yapılacak kontroller böyle bir hastalığa yakalanmış yavrunun yaşama şansını artıracaktır.

Veteriner hekiminiz köpeğinizin kulaklarını, gözlerini, burnunu, ağzını, dişlerini, derisini ve ateşini kontrol edecek, gerek duyarsa akciğerini, kalbini dinleyecek ve herhangi bir sorun olup olmadığına bakacaktır.

Kemik gelişimi, vücut büyüklüğü, kilosunun uygun olup olmadığı, hangi mamayı yemesi gerektiği, beslenme düzeni ve yemesi gereken mama miktarı gibi konularda sizi bilgilendirecektir. Köpeğinizin diğer ihtiyaçları (mama kabı, oyuncak, fırça v.b.) konusunda da size yol gösterecektir.

Önemli olan diğer bir nokta da yeni alınmış yavru köpeklerdeki parazit varlığıdır. Özellikle yavrularda parazit varlığı ciddi sorunlara yol açabilir. Kancalı ve şerit parazitler gibi birkaç bağırsak paraziti türü yavru köpeğinizin bedeninden beslenir. Bu parazitler anneden yavruya geçebildiği gibi kaldıkları ortamlardaki hijyen koşullarının kötü olması sonucunda da yavruya geçebilirler. Karın bölgesinde şişlik, ağız kokusu, kötü kokulu gaz çıkarma, kaşıntı, ishal ve ateş gibi belirtilere neden olurlar. Bu nedenle yavrunun dışkısı mikroskobik bir incelemeye tabi tutulmalıdır. Dışkısından alınan küçük bir parçanın incelenmesi sonucunda parazit varlığı tesbit edilirse gerekli tedavi düzenlenmeli ve bu parazitlerin daha erken yaştaki yavrunun gelişiminde meydana getirebilecekleri olumsuz etkiler ortadan kaldırılmalıdır. Bu nedenle yavrunun dışkısı formu, kıvamı ve kokusu gibi özellikler yönünden incelenmeli ve dışkıda değişiklik görülünce veterinere hekime başvurulmalıdır.

Yavru köpeğiniz ile birlikte yaşamaya başladığınız ilk günlerde davranışlarını, etrafına karşı ilgisini, oyunculuğunu, yemeğini yiyip yemediğini, sağlık durumunda bir değişiklik (ishal, kusma.) olup olmadığını dikkatli bir şekilde gözlemlemelisiniz. Çünkü bazı hastalıklar belirtilerini hemen göstermeyebilir. Bu tip hastalıkların ilk kontrolde (eğer bir semptom görülmüyorsa) tespiti zordur ve veteriner hekiminiz tarafından da o an için tespit edilemeyebilir. Bu yüzden yavru köpeğinizi iyi gözlemlemeli ve durumunda oluşabilecek değişikliklerde veteriner hekiminize başvurmalısınız.

Zavallı Kaplan Avlanma Yetilerini Bile Kaybetmiş

İnsanoğlunun eline düsen kaplan normalde 30 saniyede yakalayıp 2 dakikada boğduğu hayvan için 2 dakikada hemde daracık alanda zorla başa çıkabildi. Hatta neredeyse av oluyordu. Ve kaplanı bu hale getirenler bunları gösteri yaparak rant elde etmeye çalısıyorlar. Sizden işteğim lütfen bu oyunlara gelmeyin

123 Yeni Tür WWF Tarafından Açıklandı

Keşfedilen canlılar arasında dal böceği (Phobaeticus chani) ilginç özellikleriyle ortaya çıkıyor. 56.7 santimetre uzunluğundaki böcek, Gunung Kinabalu Parkı yakınında bulundu.

Keşfedilen yeni türler aralarında en ilginç canlılardan biri de akciğersiz kurbağa oldu.

WWF yayımladığı açıklamada, yeni türlerin 2007'den beri Borneo'yu paylaşan Malezya, Endonezya ve Brunei Sultanlığının koruması altında bulunan ve "Borneo'nun Kalbi" adı verilen 220 bin kilometrekare yüzölçümündeki yoğun ormanlık alanda keşfedildiğini ve kayda geçirildiğini belirtti.

Ayda ortalama 3, son üç yılda 123 ve 15 yıldan bu yana 600 yeni tür keşfettiklerini kaydeden WWF'nin "Borneo'nun Kalbi" programının sorumlusu Adam Tomasek, yeni türlerin Borneo'daki biyoçeşitliliğin zenginliğini gösterdiğini ve kanser, AİDS gibi hastalıkları iyileştirmeye katkı sağlayabilecekleri umudu yarattığını kaydetti.

Borneo'nun Kalbi, dünyanın başka yerinde bulunmayan 10 ayrı tür primat, 350'den fazla kuş, 150 sürüngen ve amfibyen ile 10 bin civarında bitkiye ev sahipliği ediyor.

Yeni keşfedilen türler arasında 2008'de gün ışığına çıkarılan, akciğerleri bulunmayan ve derisiyle nefes alan düz kafalı 7 cm uzunluğundaki "Barbourula kalimantanensis" adlı kurbağa, aynı yıl keşfedilen, antenleri hariç 36 cm.lik boyuyla ince dal biçimindeki dünyanın en uzun böceği "Phobaeticus chani" dikkat çekiyor.

AŞK OKLARI FIRLATAN SÜMÜKLÜ BÖCEK

Yeni keşifler arasında, Kinabalu dağında bulunan ve dişisine doğurganlığını artırması için hormon enjekte eden "aşk okları" fırlatan kabuksuz sümüklüböcek de bulunuyor.


WWF ve bilim adamları, dünya palmiye yağı üretiminin yüzde 85'ini yapan Endonezya ve Malezya'ya bu bölgede madencilik, orman ürünleri ve palmiye yağı üretimini artırmamaları çağrısı yaparak, üç ülkeden Borneo'nun Kalbini ve buradaki eşsiz endemik türleri korumalarını istiyor.

Hayvanlar İçin Görmek İştediklerimiz.

Birçok ilde sokak hayvanları ölümle burun buruna yaşarken Antakya Belediyesi bünyesinde kurulan hayvan barınağında görevliler bu hayvanları korumak için çalışıyor.

Yaklaşık 10 dönümlük arazi üzerine kurulan hayvan barınağında sokak hayvanlarına veteriner kontrolünde sağlık taramaları yapılıyor.

Son bir yıl içinde 640 hayvan barınakta kısırlaştırılırken 320 sokak hayvanı ise sıcak bir yuvaya kavuşturuldu. Yasalar gereğince sahipsiz köpekler alındıkları yere tekrar bırakılırken bu uygulamadan geçen yıl içerisinde 243 hayvan yararlandı.

Şu aşamada 115 sokak hayvanının bulunduğu barınakta gerek belediye imkânları gerekse hayvan sever derneklerin katkılarıyla barınaktaki ahşap kulübe sayısı arttırılarak hayvanların kışın soğuktan yazın ise güneşten olumsuz yönde etkilenmelerinin de önüne geçildi.

Antakya Belediyesini bu çalışmalrından dolayı tebrik ediyorum
CİHAN

ABD Yine Ne Kadar Adil Oldğunu Gösterdi!!!

ABD Mahkemelerinde alınan bir karara göre aşagıda vereceğim iğrenç videoda görülen işkence görüntülerini iştediğin gibi yap, çek ve yayınlama izni çıktı.(bunu yapanlara insan demeye milyonlarca sahit lazım).

ABD Yüksek Mahkemesi, hayvanlara ilişkin şiddet görüntüleri içeren videoları ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirerek, bu konudaki yasağı iptal etti.

İtalyan La Stampa gazetesinde yer alan habere göre, Yüksek Mahkeme, bire karşı 8 oyla aldığı kararda, hayvanlara ilişkin vahşet görüntülerinin yer aldığı videoların, ABD Anayasasının 1. Ek Maddesi tarafından koruma altına alınan ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğuna hükmetti.
Federal hükümetin, bu tür görüntülerin video kasetlerinde ya da diğer yayın araçlarında yer almasını yasaklamaya yetkisi olmadığını belirten Yüksek Mahkeme, bu kararıyla hayvanları işkenceden korumaya yönelik olarak 1999 yılında Kongrede onaylanan federal bir yasayı iptal etmiş oldu.
Yüksek Mahkeme Başkanı John Roberts, kararın hayvanlara yönelik şiddete ilişkin yasakları kapsamadığına işaret etmesine karşın kararın, özellikle de hayvan hakları savunucularının tepkisini çekeceği tahmin ediliyor.

(Bu videoda her nasıl olursa olsun herhangi bir ilişkisi olan kişileri kınıyorum ve her nasıl oluyorda böyle videoları paylaşmak özgürlük deniyorsa kahrolsun bu özgürlük, insanlıktan nasibini almamış insanları oralara getirenlere yazıklar olsun başka e diyebilirim bilmiyorum sadece yazıklar olsun).



(Bu videoyu paylaşma sebebim sadece bir pretestodur.Lütfen başka bir sey düsünmeyin)

Hayvan Borsası Büyük İlgi Görüyor

Hayvan Borsası Büyük İlgi Görüyor



Kayseri'nin Develi ilçesinde kurulan Hayvan Borsasına büyük ilgi gösteriliyor.

Hayvancılık açısından fiyatların zirve yaptığı yıl içerisinde bölge üreticileri için en önemli pazar olarak kabul gören Develi Hayvan Borsası Niğde, Nevşehir, Maraş, Adana, Kayseri'nin ilçeleri ve köylerindeki hayvan yetiştiricileri'ne ev sahipliği yapıyor. Büyük ilgi gösterilen Hayvan Borsası kesim hane sahipleri için ideal pazar olmaya devam ediyor.

Hayvan Borsası'nda büyükbaş hayvanına danası ile birlikte 6 bin TL istenirken, düve fiyatları da 2 bin TL civarında zirvede yerini koruyor. Küçükbaş hayvanlar ise 500 TL civarında alıcı buluyor

Kuşadası'nda Hayvan Besleme Noktalarının Açılışı Yapıldı

Kuşadası'nda örnek bir uygulamayla hayata geçirilen hayvan besleme noktalarının açılışı yapıldı.

Kuşadası Belediyesi Köpekevi'nde rehabilite edilerek doğal ortamlarına bırakılan köpeklerin bakımı ve beslenmesi için belediye tarafından ilçede beş ayrı hayvan besleme noktası belirlendi. Sahil Siteleri Yavansu mevkiinde gerçekleştirilen hayvan besleme noktalarının açılışına, Kuşadası Belediye başkanı M. Esat Altungün, meclis üyeleri, Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Şadi Çolak ve dernek üyeleri ile kalabalık bir hayvan sever grubu katıldı. Açılışta konuşan Belediye Başkanı M. Esat Altungün,amaçlarının sadece besleme noktası yapmak olmadığını, bu besleme noktalarının kontrolünü ve takibini sağlamak olduğunu belirtti. Başkan Altungün, "Sadece köpekler değil tüm hayvanları korumak ve sahiplenmemiz gerekiyor. Köpek rehabitasyon merkezi gibi aynı uygulamayı kediler ve korunmaya muhtaç diğer hayvanlar için de uygulayacağız" dedi.

Ege Mahallesi, Bayraklıdede Mahallesi ve sahil sitelerindeki besleme noktalarına Belediye Bayındırlık Amirliği ekipleri tarafından tabela dikildi. Belirlenen bölgelere Kuşadası Belediyesi tarafından belirli zamanlarda yiyecek ve içecek bırakılarak, buralarda yaşayan hayvanların beslenmesi sağlanacak.

Manga Türkiye Adına Eurovision Yolunda

Manga We could be the same
Bu yıl Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenecek olan 55. Eurovision Şarkı Yarışmasında temsil edecek olan Manga grubu nihayet seslendireceği şarkıyı gün yüzüne çıkarttı.


Manga, We Could Be The Same Türkçe karşılığı Aynı Olabilirdik anlamına gelen şarkı ile ülkemizi temsil edecek. Manga grubunu severim. Özellikle Dursun Zaman ve Beni Benimle Bırak şarkıları çok hoşiuma gidiyor. Özellikle Göksel ile düet yaptıkları Dursun Zaman adlı şarkı favorimdir. Ama gel gör ki We Could Be The Same adlı parça çok yavan kalmış. Manga grubundan açıkcası çok dah etkileyici bir şarkı bekliyordum. Ban göre çok sıradan bir müzik olmuş. Birde içerisinde Türk ezgileri taşıyor diye yorumluyorlar. Ben kişisel olarak bu parçayı dinlerken pek Türk ezgisi tadı alamadım. Bildiğimiz batı tarzı pop müzik kıvamında diyebiliriz.
Manga grubunun Norveç'in başkenti Oslo'da düzenlenecek olan 55. Eurovision şarkı yarışmasında etkileyici bir sahne performansı sergilemesini bekliyorum. Ama gidip saçlarını başlarını uçuk renklere boyamasınlar. Garip yaratık maskeleri takmasınlar... Adam gibi bir sahne performansı hazırlasınlar... Kendilerinden sade ama etkileyici bir performans bekliyorum. Manga grubuna 55. Eurovision şarkı yarışmasında başarılar dilerim.


Manga We Could Be The Same - Ayni Olabilirdik Parçasını online olarak aşağıdaki playerdan izleyip-dinleyebilirsiniz.



Manga We Could Be The Same - Ayni Olabilirdik Türkçe Şarki Sözü
Rüyalarımda Gördüğüm O Sen Olabilirdin
Göründüğünden Çok Daha Fazlası,
Hayatta İstediğim Her Şey Olabilirdin
Ne Demek İstediğimi Anlıyor Musun?
Bunun Kader Olabileceğini Görüyorum
Seni Onların Senden Nefret Ettiğinden Daha Fazla Sevebilirim
Kimi Ayıpladıkları Önemli Değil
Onların Kendi Oyunlarında Yenilebiliriz
Bunu Gözlerinde Görüyorum
Bu Bir Sürpriz Değil
Seni Bir Yıldız Gibi Dans Ederken Gördüm
Ne Kadar Faklı Olduğumuz Önemli Değil
Bunca Zamandır
Seviyorum Seni
İsmini Bile Bilmiyorum
Sadece Bir Geceliğine
Aynı Olabiliriz
Ne Derlerse Desinler Fark Etmez
Yeni Bir Sayfa Açtığımı Hissediyorum
Dünyanın Bir Sahne Olduğunu Hissediyorum
Dramın Sona Ereceğini Düşünmüyorum
Hiddeti Bırakacaklarını Düşünmüyorum
Ama Dünyanın Muhteşem Olabileceğini Biliyorum
Seni Onların Senden Nefret
Ettiğinden Daha Fazla Sevebilirim
Kimi Ayıpladıkları Önemli Değil
Onları Kendi Oyunlarında Yenebiliriz
.



Manga We Could Be The Same - Ayni Olabilirdik İngilizce Şarki Sözü


You Could Be The One İn My Dreams
You Could Be Much More Than You Seem
And İ Can’t Hide One İn That Life
Do You Understand What İ Mean
İ Can See That, This Could Be Faith
İ Can Love You More Than They Hate
Doesn’t Matter Who They Will Blame
We Can Beat Them At Their Own Game
İ Can See İt İn Your Eyes
İt Doesn’t Count As A Surprise
İ See You Dancing Like A Star
No Matter How Different We Are
For All This Time İ’m İn Love With You
Don’t Even Know Your Name
For Just One Night
We Could Be The Same
No Matter What They Say
And İ Feel İ’m Turning The Page
And İ Feel The World İs A Stage
İ Don’t Think That Drama Will Stop
İ Don’t Think They’ll Give Up The Rage
But İ Know The World Could Be Great
İ Can Love You More Than They Hate
Doesn’t Matter Who They Will Blame
We Can Beat Them At Their Own Game
İ Can See İt İn Your Eyes
İt Doesn’t Count As A Surprise
İ See You Dancing Like A Star
No Matter How Different We Are
For All This Time İ’m İn Love With You
Don’t Even Know Your Name
For Just One Night
We Could Be The Same
No Matter What They Say

.

Nereye Gidiyorlar??

Nereye Gidiyorlar??

Dünya Doğayı koruma Vakfı (World Wild Fund for Nature) nesli tükenme derecesine giren on farklı hayvan türünü açıkladı.

1- KAPLAN Yapılan son araştırmalar doğrultusunda, doğada yasayan sadece 3200 kaplan kaldığı tahmin ediliyor. Kaplanlar, geleneksel Asya ilaçlarının bas malzemesi olduğu için avlanılır.

2- KUTUP AYISI İklime bağlı çevre felaketlerininsembolü haline gelen kutup ayıları, küresel ısınma, yaşam alanlarındaki hızlı değisimler gibi sebeplerden ötürü tehdit altında .

3-PAİFİK DENİZAYISI Bu hayvanlar, iklim değisiklerinin son kurbanlarından. Geçtiğimiz yıl eylül ayında, 200 kadar denizayısı ölü bulundu.

4-MACELLAN PENGUENİ Petrol atıkları nedeniyle nesli tükenen penguenler, artık yiyecek bulabilmek için daha uzağa yüzmek zorunda.

5-DERİ SIRTLI DENİZ KAPLUMBAĞASI Pasifikte sadece 2300 düzeyinde dişi hayatta

6-MAVİ YÜZGEÇLİ ORKİNOS
7-DAĞ GORİLİ

8-KRAL KELEBEK

9-JAVA GERGEDANI

10-DEV PANDA

Ne Demiştim!!!! FB :1-0: BJK

Fenerbahçemiz 18 Nissan 2010 geçesinde Şükrü
Şaraçoğlu Stadımızda ezeli rakibi Beşiktasa karsı
aldığı 1-0 lık galibiyetle şampiyonluk yarısında
büyük iddaasını devam ettirdi. Fenerbahçemizin
golünü daha henüz maçın basında mükenmel bir
vurus yapan Alex 'ten geldi. Fenerbahçe bu galibiyetle Kadıköy de Beşiktas'a karşı olan handikabını yıkmış oldu .


Merakla beklenen T.c Ziraat Kupası final maçının
oynanacağı stat açıklandı : Federasyon tarafından
yapılan açıklamada maçın Şanlıurfa GAP
Stadyum'umda oynanacağı bildirildi. Final
Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında 5 Mayıs
2010 Çarşamba günü oynanacak. Her iki
takımada basarılar diler, galip gelen tarafın Fenerbahçe olmasını umut ederek beklemeye devam edelim.

Hocanın Slaytla Dalgası



Sınavlar Yaklastı Şimdi Ne Olacak



Fenerbahçemiz 14. Kez Finalde

Bildiğimiz üzere 13 kez finale kadar yükselen fakat sadece 4 ünde basarı gösterebilen takımımız yine finalde. Bu sezon hiç beklenmeyen bir şampiyonluk yarısı içindeyiz umarım şampiyonda olucağız bu gidişle. Asıl mesele Türkiye Ziraat kupası finaline yükselmemiz hiç sasırılacak birşey değil son yıllarda sürekli final oynayan takımımız elbettte bu senede final oynayacaktır fakat bu yıl bir farklılık olacak bu sefer kupayı havaya kaldıran takım Sarı-Lacivert formayı giyen takım kaldıracak. Hayatım boyunca Fenerbahçemizin çok fazla maçtan galip ayrılır diye bir iddaam olmadı fakat bugune kadar hangi maç veya maçlardan galip ayrılacağız desem o zaman Fenerbahçemiz galip ayrılmayı bildi o maçlardan hissediyorum ki bu sefer kupa finali bizim olacak!
Galibiyetle ayrılırız dediğim birkaç maç:
Kupada final rakibmiz bu akşam oynanacak Trabzonspor-Antalyaspor maçının galibi olacak. Hangi takım nasıl tur atlar.
Trabzonspor ilk maçı 2-0 galp geldiği için gol attığı taktirde iki farklı mağlubiyetler trabzona yarayacak.Beraberlik her türlü trabzonsporu finale taşıyacak. Ts 1 gol attığı takdirde Antalyasporun turu atlaması için en az 4 gol atması gerkecek.
Ant 2-0 Ts (uzatmalar)
Ant 3-1 Ts (Tur atlayan takım)
Ant 4-1 Ts (Tur atlayan takım)
Ant 4-2 Ts (Tur atlayan takım)
Ant 5-3 Ts (Tur atlayan takım)
Ant Ts (Tur atlayan takım)


Bu yıl takımım adına en kötü geçirdiğim bir yıl fakat Fenerbahçem bu yıl bu haliyle birdenbire kendini şampiyonluk yarısında buldu. Bu hafta Beşiktas klubunu hüsrana uğratan bir skorla evlerine göndereceğiz. Basarılar Fenerbahçem basarılar sana SARI KANARYAM basarılar..

Ayı havada kaldı



İlk Evcil At Kazakistan'danmış

Kazakistan'ın Petropavlsk şehri yakınlarında arkeolojik araştırmalar yapan bilimadamları, Milattan önce 5. yüzyıla ait olduğu belirtilen çömlek parçalarında kımız izleri bulduklarını açıkladılar. Araştırmacılar ilk evcil atın anavatanının Kazakistan olduğunu öne sürüyor.




Kazakistan'da arkeolojik araştırmalar yapan bilimadamları, ilk evcil atın anavatanının Kazakistan olduğunu belirtti.

Kazakistan'ın Petropavlsk şehri yakınlarında çalışmalar yapan bilimadamları, evcilleştirilmiş atların ilk olarak Avrupa ya da Moğolistan'dan değil Kazakistan'dan çıktığını öne sürdü.

Milattan önce 5. yüzyıla ait olduğu belirtilen çömlek parçalarında kımız izleri bulduklarını da açıklayan araştırmayı yapan bilimadamlarından arkeolog Viktor Zayberg, Kuzey Kazakistan bölgesinde yapılan çalışmalarda çok sayıda bu şekilde bulguya rastladıklarını söyledi.

6 bin yıl kadar önce Kuzey Kazakistan'da yaşayan Botaystsıyların kımız içen ilk topluluk olduğunu ifade eden Zayberg, bulgularının, bilinenin aksine atların evcilleştirildiği tarihi 5 bin yıl değil 6 bin yıl öncesine götürdüğünü açıkladı.

Zayberg, ''Önceden evcil atların Orta Avrupa, Moğolistan veya güney Sibirya'dan geldiği düşünülüyordu. Ama bu varsayımlar doğrulanmadı. Botaysk atı evcil atların en eski formudur'' dedi.


AA

Oksijensiz Bırakalan Bir Hayvan Yasayabilir mi?

Sanırım bu sorunun cevabı bu hayvan için evet olacak.
İtalyan bilim adamları,
tamamen oksijensiz ortamda yaşayan ve çoğalan ilk hayvanı Akdeniz'in derinliklerinde keşfettiler. Ancona Üniversitesi Marche Politeknik'ten araştırmacılar, Akdeniz'in tabanında "Loricifera" (zırhlı solucanlar) ailesine mensup üç yeni türe rastladı. Ekibin başındaki Roberto Danovaro, oksijensiz yaşayan hayvanın yaklaşık bir milimetre boyunda olduğunu ve koruyucu kabuğunun içinde bir denizanası gibi göründüğünü belirtti. Üç yeni türden birine Danovaro'nun eşinin isminden esinlenilerek "Spinoloricus Cinzia" adı verilirken, diğerlerine henüz resmi bir isim verilmedi. Akdeniz'in Atalante havzasındaki canlı fauna araştırmaları için son 10 yılda yapılan üç ayrı bilimsel araştırma sırasında keşfedilen deniz hayvanlarının oksijensiz ortamda nasıl yaşayabildikleri ise gerçek bir sır. Girit adasının 200 kilometre batısında ve 3,5 kilometre derinliğindeki L'Atalante havzasında oksijen neredeyse tamamen tükenmiş durumda. Canlı tespit edilen bu üç yeni türden ikisinde yumurtalarının da bulunduğunu belirten araştırmacılar, canlı bir hayvan bulmayı ummadıkları bir yerde karşılaştıkları bu hayvanları oksijensiz yaşayabildiklerini göstermek için canlı dışarı çıkarmanın olanaksız olduğunu kaydettiler. Araştırma ekibi, buna karşın yumurtaları gemide tamamen oksijensiz bir ortama aktarmayı başardı. Şimdiye dek sadece bakterilerin oksijensiz ortamda yaşayabildikleri düşünülürken, keşfedilen bu hayvanların üzerinde yapılacak araştırmaların yeni ufuklar açması bekleniyor.

Masaüstü Arka Planını Kendin Yap

Az çok veterinerlik okuyanların hayatını bilirsiniz genelde hep sınav çalısarak geçer. Ben de geçen gün aynen öyle yapıyordum ,ama tabii dayanamadım söyle bi bilgisayar içinde geziniyordum ,birden bire paint i açtım. Ben bile niye açtığımı bilmiyordum ama fareyle bi o yana bi bu yana giderken farkında olmadan bir şey çizdim ve hoşumada gitti. Düsündümde bunu siz de göreilirsiniz. Sandığınız gibi muhtesem bir sahaser değil ama benim gerçekten hoşuma gitti şuan masaüstünde arka plan olarak bile kullanıyorum. Ama şunu söyleyebilirim sıkıldığınız zamanlar için paintti açıp hiç bir sey düsünmeden birşey çizmek güzel oluyor kafa dagıtıyor hiç olmassa.

Sazlıklara saklanan kediler...

Nesli tehlikede olan saz kedisi korunacak. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından başlatılan "Saz Kedisinin İzinde" projesi kapsamında gelecek nesillere saz kedilerinin aktarılması ve türün sağlıklı neslinin devamının sağlanması planlanıyor.


WWF Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genellikle deniz, göl ve nehir kenarlarında yer alan sazlık ve çalılık alanlarla ormanlarda yaşayan saz kedisini iri bir yaban kedisi olarak nitelendirdi.

Yetişkinlerinin av köpeği boyutlarında olduğunu anlatan Baştak, saz kedilerinin doğadaki önemli ve faydalı türlerden biri olduğunu ifade etti. Baştak, şunları söyledi:

"Kuşlar, tavşanlar, kemiriciler, yılan ve kertenkelelerle bazen leşlerle beslenirler. Bütün bunlar, saz kedilerinin en iyi şekilde üreyip popülasyonlarını arttırmasına yardımcı olurken doğadaki ölü hayvanların da ayıklanmasını sağlar. Saz kedileri aynı zamanda yaban domuzu, ev faresi ve sıçan türleri ile kertenkele ve yılanların sayılarını da dengede tutar. Renk ve desenleri çok farklılık göstermekle birlikte boz renkli ve ayaklarında benek-desenler bulunmaktadır. Kuyruk ucunda da koyu renkte halkalar bulunur. Gece ve gündüz her zaman aktiftirler. Yavrularını ağaç altlarında korunaklı yuvalarında doğurup büyütürler ancak doğan yavrular diğer saz kedileri, çakal, kuyruk süren ve domuzlar tarafından avlandığı için yaşama şansları düşüktür."

Baştak, saz kedilerinin Türkiye'de Ege, Orta Anadolu, Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde çok nadir olarak yaşadıklarını belirterek, Köyceğiz Gölü, Bafa Gölü ve Dalaman Nehri civarı, Manavgat Çayı civarındaki sazlıklar, Hatay Asi Nehri, İskenderun Körfezi çevresindeki sazlık ve sulak alanlar, Eskişehir Porsuk çayı sazlıkları, Kütahya civarı ve Ağrı Dağı çevresindeki sulak alanlarda çok az sayıda saz kedisine rastlandığını bildirdi.

Nesli tehlike aslında


Yaşam ve beslenme alanlarının yetersizliği ve insan etkisi nedeniyle saz kedilerinin neslinin tükenmek üzere olduğuna dikkati çeken Baştak, bu nedenle avlanmasının yasak olduğunu anlattı.

Hazırladıkları projeyi saz kedilerinin neslinin varlığını sürdürebilmesi için çok uygun şartlara sahip olan Adana'daki Akyatan Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında uygulayacaklarını belirten Baştak, "Alanda, ağaca tırmanarak avlanabilen tek büyük memeli türü saz kedisidir. Ayrıca yuvalama alanı olarak çok fazla seçeneğe sahiptir. Bu açıdan da gelecek nesillere saz kedilerinin aktarılması ve türün sağlıklı neslinin devamı için Akyatan ülkemizdeki en uygun yerlerden biridir" dedi.

Türkiye'deki saz kedisi sayısıyla ilgili sistemli araştırmalara dayalı veriler bulunmadığına işaret eden Baştak, Akyatan'da, bu türün korunması ve varlığını sürdürmesi açısından çok önemli bir çalışma yapılacağını söyledi.

Sayıları ilk defa belirlenecek

Bu ay başlayan saha çalışmalarının birinci hedefinin, Akyatan Yaban Hayatı Geliştirme sahasında saz kedisi sayısının belirlenmesi olduğunu ifade eden Baştak, şunları kaydetti:

"Saha çalışmaları Ekim sonuna kadar devam edecek. Daha sonraki süreçte saz kedisinin korunmasına yönelik hem yerel hem de ulusal bazda farkındalık çalışmaları başlatılacak. Adana Çevre ve Orman Müdürlüğü, Doğa Koleji işbirliği ile gerçekleştirilen çalışma kapsamında, özellikle yerel okullarda saz kedisinin yeni nesiller tarafından sahiplenilmesi amacıyla bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirilecek.

Proje, saz kedisinin tüm bölgedeki popülasyonunun belirlenmesi, türe yönelik tehditlerin tespiti ve türün korunmasına yönelik bilgilendirme ve farkındalık çalışmalarını kapsıyor. Projenin amacı bugüne kadar Türkiye'deki popülasyonları tespit edilmemiş olan saz kedilerinin popülasyonunun öncelikli olarak Adana Akyatan'da belirlenmesi. İlerleyen yıllarda popülasyonun tespit edilmesi için saz kedisinin görüldüğü diğer alanlarda da projeler yapılması öngörülüyor."
CNNTÜRK