Aslında yeni yıl için herhangi bir yazı yazmayı düsünmüyordum. Blogumda az gezdiyseniz zaten fark etmissinizdir ki yeni yılı fotoğraflarla geçistirmistim. Fakat ülkemizi olmayan binlerce şeylerle karalayan insanlar, yine isbasında ve yeni yıl kutlamalarından bile faydalanmaya çalısıyorlar. Bu yüzden bir Türk genci olarak vatanına milletine sadık bir genç olarak bazı düsüncelerime yer vermek istedim.
Asırlar boyu yasamalarına izin verdiğimiz toprağımızı paylastığımız insanların içinde bir kaç soysuz çıkıp ülkemizi karalamaya ve topraklarımızda hak sahibi olduklarını iddaa etmekte. Yüce Atatürk'ün adına dahi saygısızlık yapma gücü hissetmekteler.
Ama suç maalesef bizde, evet bizde. Halkımız artık evinin penceresine Türk Bayrağı asmaya korkar oldu. Arabamı parçalarlar korkusuyla bayraklarını torpitoya saklar olmuslar. Peki burası neresi, Irak mı, İngiltere mi, Amerika mı? hayır, burası Türkiye Cumhuriyeti sokakları, burası binlerce yıldır Türklerin yurdu olan Anadolu. Peki şimdi ne olduda biz bu hale geldik. Uyanma vaktidir Türk halkı uyanma vaktidir.
Ey Türk halkı hatırlayın ki Atatürk bizlere vasiyette bulundu. Gerekli tüm yolları gösterdi;
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
